KİŞİSEL BLOG SAYFAMA HOŞGELDİNİZ * Hoşça vakit geçirmeniz dileğiyle...H.BALIKÇI 2009

FOTO ALBUM

Photo Album

The Internet makes it easy to share photos with your friends. Replace these images with your own. You can change the image by selecting it and clicking Insert Image  in the toolbar. Once you are in the image properties you can change the image into a thumbnail by clicking the Thumbnail tab (in image properties) and changing the width to 140 just like the samples below.

To add or take away rows in the table below, put your cursor inside the table, click Table Properties in the toolbar and adjust the number of rows or columns. To take away the border in the table, place a "0" in the properties Border field.

 
Caption here


Caption here


Caption here


Caption here

 


Caption here


Caption here

25 Temmuz 2008 Cuma

Kelebek Derlemem 1






Kelebek,
böceklerin, pulkanatlılar veya kelebekler (Lepidoptera) takımının kanatlı fertlerine verilen genel ad. 150.000 kadar türü bilinmektedir.Vücutları kiremit dizilişi şeklinde renkli pullarla örtülüdür. Pullar, uçları yassılaşarak genişlemiş kıllardır. Ufak sarsıntılarda koparlar. İki çift olan kanatlarının büyüklüğü türlere göre değişir. Pek az türde ve bazı türlerin dişilerinde kanat bulunmaz. Emici tipteki ağız parçaları hortum şeklindedir. Kullanılmadığı zamanlar bu hortum başın alt tarafında helezon biçiminde kıvrılır. Balözü emerler. Çiçeklerin balözünün tadını ayaklarıyla alırlar. Tat alma cisimcikleri ayaklarına yerleşmiştir. Ayaklarıyla çiçeğin suyunu kontrol ederler. Beğendikleri takdirde kıvrılı duran hortumlarını uzatarak emerler.

Serçe (Passer domesticus)

Yetişkin bir erkek avlanırken görülmekte

Serçe (Passer domesticus)

Bayağı serçe (Passer domesticus), serçegiller (Passeridae) familyasından coğrafi dağılımı çok geniş olan en yaygın ve en iyi tanınan serçe türü.

Uzunluğu 14 cm, rengi uzaktan bakıldığında grimsi kahverengidir. Ama erkekler yakından bakıldığında oldukça canlı renkleri ile dikkat çeker. Tepelerinde kızıl kahverengi tüylerle sınırlanmış gri bir bölge, gerdan ve göğüslerinde siyah bir leke vardır. Siyah leke büyüdükçe serçenin saygınlığı artar.Dişiler ve gençlerin tüyleri daha soluk renkli, alt bölümleri ise lekesizdir.

Bayağı serçe sıcak bölgelerde hemen hemen tüm yıl boyunca üreyebilir. Saçak altlarına, duvar çıkıntılarına, oyuklara, ağaç ve çalılara çırpıdan yaptıkları oldukça özensiz yuvalarını tüy ve yünle döşer, bu yuvaya 4-9 yumurta bırakırlar.

Anavatanı Avrasya ve Kuzey Afrika olmakla birlikte olmakla birlikte Güney Amerika dışında yeryüzünün hemen her yerine götürülmüştür. Kuzey Amerika'da ilk kez 1852'de New York'un Brooklyn semtindeki bir mezarlığa getirilmiş, yüz yıl geçmeden tüm kıtaya yayılmıştır. Bayağı serçe insanlarla iç içe yaşayan, büyük küçük tüm yerleşim birimlerinde, tarlalarda ve bahçelerde görülebilen bir türdür.

23 Temmuz 2008 Çarşamba

Doğa Fotoğrafçılığının Tanımı ve Etik Değerler

Doğada; fotoğraftan başka bir şey alma, ayak izlerinden başka bir şey bırakma ve zamandan başka bir şey öldürme!Günlük yaşantının dertlerinden; yozlaşmış insan ilişkilerinden, mekanik hayattan, betonlardan ve asfalt yollardan bunalıp, güneşi daha iyi görebilmek, rüzgarı daha iyi hissedebilmek, kuşların ve tabiattaki tüm canlıların varlığını daha iyi algılayabilmek için, zaman zaman sırt çantamızı doldurup vururuz kendimizi yollara. Şehirlerden uzaklaştıkça, aslında daha da yaklaşırız özümüze. İnsanoğlu kendi yarattığı şeylerde değil, geldiği ve yolculuğunun sonunda ulaşacağı yerde, yani doğada bulabilir ancak gerçek huzuru. Ancak onunla bütünleşerek hayatın gerçekliklerini daha iyi tartabilir.Doğaya çıkış aşamasında insanoğlu; mağarada yaşadığı devirlerden bu yana benliğinde taşıdığı ve mağara duvarlarına yansıttığı, gördüğü olayları ve nesneleri kaydetme işlemini; zaman süreci içerisinde yeni teknolojileri de kullanarak kaydetmeye devam etmektedir. Aslında, yapmak istediğimiz şey zamanın akışı içerisinde değişecek, dönüşecek veya yok olacak olan bu anların ve doğanın, fotoğraf aracılığıyla dondurulması, onların tekrar tekrar izlenebilmesi ve/veya başkalarıyla paylaşılabilmesidir. Bu, hem doğaya hem de insanın kendisine olumlu etkiler doğurabilecek bir davranış şeklidir. Çekilen fotoğrafların diğer insanlarla paylaşımı sonucunda, izleyenlerin bir kısmı da doğadan etkilenerek, onu daha iyi anlamaya ve yorumlamaya ya da fotoğraf makinelerini alarak, aktaran kişinin de yaptığı gibi görüntülemeye çalışabileceklerdir.Son aşamada, yani görüntüleri sadece izleyen değil onları üreten kişi olmak istediğimiz anda, doğa fotoğrafçılığının tanımını ve etik değerlerini bilerek çekim işlemine koyulmamız gerekir. Bunlar, öncelikle doğaya olan saygı ve sevgiyi korumaya amacı ile, fotoğrafçıların doğada fotoğraf çekerken kapılabileceği hırsları ve doğayı tahrip edebilecek davranışlarını önlemeye yönelik kurallardır. Dünyanın neresinde bir doğa fotoğrafını sunarsak sunalım, bahsedilecek etik değerlere uygun düşmeyecek biçimde çekilmiş fotoğraflar kabul görmeyeceği ve doğa fotoğrafı olarak değerlendirilmeyeceği gibi, beraberinde çeken kişinin ismini de lekeleyecek sonuçlar doğurabilir.

Natural History Photography (Academic Press Inc., London, 1974) kitabında doğa fotoğrafı tanımlamalarına göre doğa fotoğrafının içermemesi gereken unsurlar şu şekilde özetlenebilir:

1- Renkli filtre kullanımı ile görüntünün doğal olmayan şekilde boyanması.
2- İnsana ait yapılar, evcil hayvanlar ve insan unsuru içeren her türlü şeyin görüntüde yer alması.
3- Ürkecek veya rahatsız olabilecek derecede yakın mesafeden vahşi hayvanların görüntülenmesi (özellikle de yavru kuşlar için geçerli).
4- Doğanın çekim esnasında insan eliyle şekilsel değişikliğe uğratılması veya tahrip edilmesi.
5- Doğanın çıplak varlığının bazı fotoğrafik teknikler kullanılarak değişikliğe uğratılması.

FIAP’ın (Uluslar Arası Fotoğraf Sanatı Federasyonu) doğa fotoğrafı tanımlaması ise şu şekildedir:

Doğa fotoğrafı, doğal bir yaşam alanı içindeki canlı, evcil olmayan hayvanlar ve tarımsal olarak yetiştirilmeyen bitkileri, jeolojik oluşumları ve böceklerden buz dağlarına kadar, doğal sürecin geniş çeşitliliğini tanımlar. Evcil, kafes içinde saklanan veya her türlü yöntemle özgürlüğü kısıtlanmış hayvanlarla tarımsal olarak yetiştirilen bitkilerin fotoğrafları, doğa fotoğrafı olarak değerlendirilemez. İnsanlar tarafından değişikliğe uğratılmış bir çevreye uyum sağlamaya çalışan baykuş ya da leylek gibi canlıların oluşturduğu doğa konularıyla; kasırga ve med-cezir dalgaları gibi çevreyi tekrar eski haline dönüştürmeye çalışan doğal güçlerin izlerini taşıyan görüntülerde, insan unsuru en az düzeyde olmak şartıyla kabul edilebilir. Hangi fotografik araç kullanılırsa kullanılsın, orijinal görüntü fotoğrafçı tarafından çekilmiş olmalıdır. Orijinal görüntüye yapılacak her türlü müdahale ve değişiklik, hataların hafif bir rötuşu ile sınırlı olup, orijinal görüntünün içeriğini değiştirmemelidir. Yukarıdaki şartlar yerine getirildikten sonra, tüm doğa fotoğraflarında artistik becerinin en üst düzeyinin kullanılması için her türlü çaba gösterilmelidir.Bu tanımlamaların yanı sıra, doğa fotoğrafçılığında temel etik kurallardan birisi de görüntülenecek olan canlının rahatının çekeceğiniz fotoğraftan daha önemli olduğudur. Eğer fotoğraflıyacağınız canlıyı ürkütecek, rahatsız edebilecek davranışlar sergiliyorsanız, sırf daha ilgi çekici bir görüntü yakalayım diye yaşama alanına tecavüz ediyorsanız, görüntülemeye çalıştığınız canlıya ve doğaya karşı saygıyı kaybetmek üzeresiniz (veya kaybetmişsiniz) demektir. Bu nedenle, canlıları önceden tanımadan, biyolojik döngülerini, habitatlarını, davranışlarını ve yaklaşabileceğiniz mesafelerle ilgili bilgileri almadan çekimlere başlamamalısınız. Bunun için, örneğin kuşların fotoğrafılanmasıyla ilgileniyorsanız bir kuş gözlem veya ornitoloji kulübüne üye olmanızda ve konuyla ilgili eğitim almanızda yarar vardır.Genel Kurallar ve Kompozisyonun OluşturulmasıGenel olarak düşündüğümüzde güzel bir fotoğrafı, sıradan ve aceleyle çekilmiş bir fotoğraftan ayıran en önemli özelliklerden belki de ilki iyi bir kompozisyondur. Yani bir fotoğraf çekerken kompozisyonun öğelerini doğru bir biçimde yerleştirdiğinizde ilk adımı atmış olursunuz.Kompozisyonu oluşturmakta kullanacağınız öğelerin doğada çok sayıda örneği vardır. Bunlar çizgiler, dokular, yinelemeler ve perspektif gibi araçlardır. Bunlar fotoğraflarınıza canlılık, denge ve kontrast sağlar. Bazen bir doku veya yineleyen biçimler güzel bir fotoğrafın tamamını oluşturabilir.Çizgiler belki de doğada en sık gördüğümüz kompozisyon öğesidir. Etkili bir biçimde kullanıldığında çizgiler, gözlerimizle fotoğrafın üzerinde takip edilerek fotoğrafa anlam katar. Üç türlü çizgi vardır; yatay, dikey ve diyagonal. Bunlar fotoğraf içinde duruma göre enerji ve devinim yaratırlar. Yatay çizgiler fotoğrafta izleyenlerde durağanlık ve pastoral duygulanımı yaratırlar. Boş alanlar, tepelerin üst sınırı, göller, ırmaklar ve deniz manzaralarında yatay çizgiler oluşacaktır. Doğa fotoğraflarında en sık görülen yatay çizgi ise ufuk çizgisidir. Eğer kesintiye uğramamışsa ufuk çizgisi fotoğrafta oldukça durağan bir etki yaratacaktır. Diğer objeler, örneğin dağlar veya ağaçlar ufuk çizgisini keserse daha güzel bir görsel etki oluşacaktır. Ufuk çizgisini simetri yaratmak istemiyorsanız tam ortaya yerleştirmeyin, üçler kuralını anımsarsak alt veya üst 1/3 üzerinde olması iyi bir etki yaratacaktır. Uzun yatay çizgiler olan manzaralarda fotoğraf çekerken yatay kadrajı tercih etmelisiniz. Dikey çizgiler ise fotoğrafınıza güç duygusu yerleştirir ve görsel güzelliğini artırır. Doğa fotoğraflarında ağaç gövdeleri, çiçek dalları veya uzun otlar dikey çizgiler yaratırlar. Eğer dikkati obje üzerinden uzaklaştırmıyorsa dikey çizgileri fotoğrafınıza dahil etmeye çalışın. Diyagonal çizgiler fotoğraflarınıza diğer çizgi türlerine göre daha fazla enerji ve devinim kazandırırlar. Bu çizgiler fotoğraf üzerinde izleyicilerin gözlerini bir yöne doğru yönlendirirler. Diyagonal çizgileri dağ veya tepe yamaçları, ağaçların dalları veya ormanda yapraklar arasından sızan ışık ışınları yaratabilir. Özellikle makro fotoğraf çekerken bir dikey çizgiyi makinenizin açısını değiştirerek diyagonal çizgiye dönüştürülebilir ve böylece daha etkili bir sonuç yaratabilirsiniz.Fotoğrafınızda renkler, biçimler veya çizgilerin kendilerini yinelediği durumlarda bir doku oluşacaktır. Yere düşmüş yapraklar, otlar arasında rasgele olarak dağılmış çiçekler veya bir yamaçtaki ağaçların yarattığı görüntüler buna örnek olabilir. Doku etkisi yaratabilmek için yeteri kadar sayıda tekrarlama olmalıdır. Suyun yarattığı dalgalar nedeniyle kıvrımlı olarak kurumuş çamur, ağaçların kabukları veya yeşil otlar fotoğraflarda bir desen görünümü yaratırlar. Bu tip bir görünümün fotoğrafını çekmek için ortamda oblik olarak yandan gelen ve yeteri kadar kontrast yaratan bir ışık gereklidir.Perspektif, fotoğrafta derinliğin bir göstergesidir. Fotoğrafınızda yukarıda anlattığımız elemanları kullanım biçiminize göre perspektifi artırabilirsiniz. Geniş açılı lensler perspektif etkisini artırır, dar açılı olanlar ise azaltır. Perspektifi vurgulamak isterseniz lensinizin odak uzunluğunu düşürün, objenizi ön plana yerleştirin ve makinenizi aşağıdan yukarıya doğru biraz açılı konumlandırın.Kompozisyonlarınızda yukarıdaki elemanları kullandıkça daha rahatlıkla güzel fotoğraflar çekeceksiniz. Fotoğrafçılıkta yeniyseniz anlattığımız elemanları ayrı olarak düşünerek deneme fotoğrafları çekin, giderek kompozisyon konusunda daha ustalaştığınızı göreceksiniz. Böylece bir fotoğrafçı olarak doğaya baktığınızda, çizgiler, dokular, desenler ve perspektif etkisi yaratabilecek öğeleri rahatça göreceksiniz.İster bir mağarada olun, isterseniz ormanda ya da herhangi bir tabiat parçasında, görüntüleme işlemini yaparken ya da sadece dolaşırken, şu genel kuralı da asla aklınızdan çıkartmayın: Doğada; fotoğraftan başka bir şey alma, ayak izlerinden başka bir şey bırakma ve zamandan başka bir şey öldürme!